“Erkekler kadınlar üzerine kavvamdır (idareci ve koruyucudur) ...” diye başlıyor, Nisâ Sûresi 34. Âyet-i Kerîme.
Nisâ Sûresi, yani “Kadın Sûresi” bu Âyet-i Kerîme ile aile hayatında düzen ve intizam hakkında çok mühim bilgiler sunuyor bize. “Kavvam” kelimesi “Kayyum” kelimesinin çokluk hâli. Hem “idareci” hem de “koruyucu” demek.
“Erkekler kadınlar üzerine idareci ve koruyucudurlar.” Bu âyetle Yaradan’ımız erkeği evin reisi olarak tayin etmiş. Elbette bizleri en iyi bilecek O’dur.
Erkeğin evin reisi olması asla kadının şahsiyetini ezici bir durum oluşturmaz. Her kurumda işlerin ve insanların sorumluluğunu üstlenen, yükü omuzlayan bir idareci vardır. Her arabada bir şoför, her iş yerinde bir patron, her müessesede bir müdür olduğu gibi her evde bir idareci olmalıdır. Evde de idarecinin kadın mı erkek mi olması gerektiğine Rabb’imiz karar vermiş.
Peygamber’imiz (s.a) “Uç kişi yola çıksa birini reis seçin.” buyuruyor. Şu uzun hayat yolculuğunu da idarecisiz götürmek zaten mümkün değil.
Erkekler, öncülük vasıfları ile doğmuşlardır; doğuştan getirdikleri meziyetler “güç, iddia ve başarı”dır.
Modern olmanın ölçüsü hâline getirilen “eşitlik” saçmalıkları yüzünden kadınlar, erkeklerin evde idareci olmalarını kabul etmez oldular. Erkekler; vatanı, kadınları, çocukları korusun... Kimsenin buna bir itirazı yok. Neden itiraz eden yok? Kadın haklarını savununlar mademki eşitlik iddiasındalar, şöyle demeleri gerekmez mi? “Askere, savaşa erkekler gidiyor, yaralanıyorlar, sakat kalıyorlar, ölüyorlar, burada bir eşitsizlik var. Biz kadınlar da savaşa gidelim, erkeklerden geride kalmayalım.” “Erkekler bizi korusun; ama yönetmesin.” Oysa mesuliyeti alan idareyi de alır. Sorumluluk varsa yetki de olmak zorundadır.
Âyetin devamında Rabb’imiz erkeklerin ailede neden “kav-vam” olduklarını açıklıyor:
“Bu da Allah’ın kimini kimine üstün kılması ve bir de erkeklerin mallarından sarf etmeleri sebebi iledir.” Erkeğin evin reisi olması iki sebeple açıklanıyor: “Üstünlük ve mallarından sarf etmeleri...”
Türkçedeki “üstünlük” kelimesi bu âyetin mealinde tek başına yetersiz kalmaktadır. Burada kastedilen, insan olarak Allah katındaki üstünlük değildir. Allah(cc) Hucurât Sûresi 13.
Ayet’te “Allah katında üstünlük ancak takva iledir.” buyuruyor. Takva Allah’ın emir, yasak ve tavsiyelerine gösterdiğimiz titizlik ölçüsüdür. Ve takvada cins farklılığından bahsedilmez.
Âyet-i kerimede geçen üstünlük yaratılışında erkeğe verilen liderlik vasıflarıdır; bu da erkeğe evde “söz hakkı üstünlüğü” sağlar. Söz hakkı üstünlüğü idareci olmanın getirdiği statü üs-tünlüğündendir. Yetki, sorumluluğu getirir. Erkekler; aileden, karısından, çocuklarından mesuldür.
Erkeklerin “kavvam” olmasının ikinci sebebini de Allah(cc): “Mallarını harcamaları sebebi iledir...” diye bildiriyor. Kadın çalışıp aileye maddi katkı sağlasa da hem erkeğin kazancının da kullanılmasından hem de âyetin başında açıklandığı gibi, erkeğin, kadın üzerinde söz hakkı üstünlüğüne sahip olmasından dolayı, ailenin reisi yine erkektir. Rabb’imiz öyle buyurmuş.
Ailenin idarecisi olmak, erkek için bir lüks değil, ağır bir yüktür. Kadın için de bir rahatlıktır. Direksiyonda oturan her zaman gidişattan sorumludur.
Erkek ailede idarecilik vazifesini zalimâne ve despotça değil, mertçe ve centilmence yapmalıdır. Âyet-i Kerîme erkeğin aile reisliğini tescil etmekle birlikte aynı zamanda erkeklere kadınların canını, namusunu, kıymet ve itibarını koruması vazifesini de beraber verir. Bu, erkekler için ağır bir mesuliyettir. Erkek eşinin ve çocuklarının dinî ve dünyevi işlerini de takip etmek zorunda. Evde düzen ve intizamı sağlamak için erkek tatlı-sert bir otorite kurmalıdır. Sertlik ve kabalıktan kaçınmalıdır.
Kadınlar erkekleştikçe erkekler de kadınlaşmaya başladılar. Pek çok erkek evde reis olmak isteyen kadınla uğraşmak istemiyor ve idareyi karısına gönüllü olarak bırakıyor; fakat bu devir-teslim aileye mutluluk getirmiyor. Fıtrata aykırı olan hiçbir şey mutluluk getirmez. Erkek, idarecilik makamını kadına bırakırsa ailede bütün işler aksamaya başlar.