Eskiden annelerimizin yemek tariflerinin içinde yazılı olduğu defterleri olurdu. Bu defterlerin içerisinde hangi malzemenin kaç ölçek katıldığı, ateşin şiddeti, fırının derecesi, beklenilmesi gereken zaman, kıvam vb. bilgiler vardı. Bu defterler çok kıymetliydi çünkü gizli tarifler barındırırdı. Daha sonra bu tarifler ünlü aşçılar tarafından kitap haline getirildi ve piyasaya sürüldü. Tabii ki bu kitaplar hayatı kolaylaştırsa da gizli tarif denen olguyu yok etti. Yani herkesin evinde aynı, bilmem kim ustanın yemek tarifleri kitabı olmaya başladı. Bu da herkesin evinde aynı yemeğin aynı tarzda ve ölçüde pişmesine aracılık etti. Bu yazımızda teknolojinin gelişmesi ve buna yönelik imkanların artması, hayatımıza ne ölçüde fayda ya da zararı birlikte getirdiğini anlatacağız.
Son zamanlarda herhangi bir kitapçıya gittiğimde yemek tarifleri kitaplarını gördüğüm zaman aklıma hep şu sorular geliyor, 100.000 baskı yani 100.000 evin tek tipleşmesi demek mi? Ya da yeni lezzetler başlıklı kitap, bizim anneden kalma eski lezzetleri unutturur mu? Aslında kitapların çeşitlilik anlamında çoğalması tek tipleşme açısından faydalımı yoksa zararlımı?
Hayatımıza teknolojinin girmesi belki de popüler kültür gibi tek tipleşmeyi, yukarıda saydığım sebeplerle arttırmış olabilir fakat internet aracılığıyla başka annelerinde pasta tariflerini öğrenebilir, onlarından mutfağından, damak tadından faydalanmış oluruz. Yani internet yemek siteleri ile, bu bilgileri çoğul olarak bize sunar. Mutfağımdaki lezzetler başlığı ile her evin mutfağını kendi evinize taşıyabilirsiniz.