Bir kitap düşünün içinden size ait bölümlerin olduğu ama yazarının siz olmadığı. İşte "İçimden Hiçime" tam da böyle bir şiir kitabı. Hele bir de şiir sever biriyseniz, bu kitabı alın okuyun. Günlük hayatta karşılaştığımız pek çok şeyin bu kitapta şiirle birleştiğine tanık olun. Sıradan varsayılan duygular, çağrışımlar ve izlenimler bu kitapla birlikte birer sanat eserine dönüşerek, iç dünyanıza seslenmekte.
Şiir sever herkesin bildiği bir şeydir aslında şiirin tek bir seferde oturup okunup bitirilebilecek bir şey olmadığını. Bugünkü duygularınız okuduğunuz şiirle farklı anlamlar taşırken, duygularınız değiştiğinde okuduğunuz şiirde de anlam kaymaları olacak size başka kapılar açacak ve başka ufuklardan bakmanızı sağlayacak. İçimden Hiçime’de okuyacağınız her şiir aslında bu özelliğin birer somut örneği. İçimden Hiçime’yi okurken aslında bir yazı okumaktan ziyade mutluyken mutluluğu, aşıkken aşkı, mutsuzken ise mutsuzluğu okuduğunuzu fark edeceksiniz. Şiir sever herkesin bildiği bir şey de şiirin tanımlanamayacağı, somut ile bağdaştırılamayacağıdır. Ne güzel demiş Melih Cevdet "Tanım akıl işidir, şiir akıl dışı". Bu yüzden aslında şiirlerimizi tanımlamaktan çok duygularınız üzerinde yaşatacağı etkilerden bahsetmek istedik. Bu noktada şiirlerimizin bir tümsek ayna olduğunu söylemek en doğrusu olur. Sizi, size daha büyük gösterecektir. Sevinçlerinizi, üzüntülerinizi, anılarınızı, aşklarınızı, hayal kırıklıklarınızı, ümitlerinizi… Ne güzel demiş şair; Özlem kemirdiğin dudağının tadının en çok ona benzemesini istemektir…