Adama sorarlar; “Hiç Mersin’de köy kahvaltısı ettin mi?” diye. Hani vardır ya “Ölmeden önce görülmesi gereken 100 film”, “Ölmeden önce görülmesi gereken 100 yer” gibi listeler. İşte Mersin’de köy kahvaltısı etmeyi de “Ölmeden önce yapılması gereken 100 şey” listesine alın. Mersin köy kahvaltısı diye bir şey varmış bunu da öğrenmiş oldum.
Yemek yemek elbet zaruri bir gereksinimdir fakat bazı insanların da hayatının anlamı, hayatının aşkıdır. Mesela ben de mükemmel bir sofradan kalktığımda “cennet dedikleri bu mu yoksa?” diyebilen insanlardanım. Hayattan yemeksiz zevk almak diye bir şey tanımıyorum şahsen.
Geçen yaz Akdeniz turuna çıkmıştım. Kaş, Kemer, Side derken Mersin’e geldim. Yani Anadolu yarımadasının Akdeniz kıyısını bildiğiniz boydan boya dolaştım. Ve Akdeniz turum boyunca da hiçbir zaman gidipte para tuzağı beş yıldızlı otellerde “mükellef” kahvaltılar etmedim. Köylerden, köylülerden görüyorlar herşeyi, sonra onların yaptıklarını, onların “mükellef” sofralarını kat be kat pahalı fiyata bize kakalıyorlar. Köylünün elinden yemek gibisi var mı? Hem de sıcacık insanlarla, içi dışı bir Anadolu insanıyla aynı sofraya oturmaya benzer mi o otellerin bizlere kakaladıkları “yöresel” kahvaltılar? Ayrıca bir Anadolu insanıyla aynı sofraya oturmayı parayla satın alabilir misiniz?
Dediğim gibi hep köylerle kahvaltı ettim, ne mutlu bana ki karavanım vardı ve karavan sayesinde belli bir yere çakılıp kalmıyordum. Akdeniz köylerinde kahvaltı bir başkadır ama Mersin köy kahvaltısı diye bir şey var ki onu hiç unutamadım, tadı damağımdadır.
Mersin’in tek meşhur şeyi köy kahvaltısı değil elbet, şehir içine indiğinizde bu kez eğlencenin tadına doyamıyorsunuz, Mersin barları mı dersiniz, Mersin düğün salonu mekanları mı dersiniz? Adamlar yaşıyor, yaşamak nedir gerçekten biliyorlar. Ama hiçbirini Mersin köy kahvaltısına değişmem. Hayatımda yediğim en güzel tereyağını, en güzel sepet peynirini, en güzel örgü peyniri, en güzel kaymağı, en güzel meyveleri Mersin’de bir köy kahvaltısında yedim. Sırf bunun için bile yeniden Mersin’e gidebilirim. Bu mükellef kahvaltıyı edebileceğiniz adresi söyleyeyim size. Narlıkuyu beldesinden “Cennet-Cehennem” Mağarası’na giderken “Ergül’ün Yeri” diye salaş, yeşillikler içinde bir yer göreceksiniz. Köyün iki kilometre uzağında. Yolunuz Mersin’e düşerse “Ergül’ün Yeri”ni es geçmeyin. Benden söylemesi.